5. Ulusal Çağdaş Siyaset Felsefesi Sempozyumu

0
1972

5. Ulusal Çağdaş Siyaset Felsefesi Sempozyumu, 20 – 21 Nisan 2020 tarihlerinde Gaziantep Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.

Özet Gönderimi


Sempozyuma katılmak isteyen araştırmacıların, 300-500 kelime aralığındaki Türkçe bildiri özetlerini MS_Word dosyası olarak 15 Mart 2020 tarihine kadar sempozyum@ttsfd.org e-posta adresine göndermeleri beklenmektedir.

Bildiri özeti şu bilgileri içermelidir: Yazar Adı ve Soyaydı; Unvan ve Kurum Bilgisi; E posta Adresi; 3-5 anahtar kelime ve 300-500 kelimelik özet metni.

  • Özet Gönderimi Son Tarih:
    15 Mart 2020
  • Kabul Edilen Bildirilerin İlanı:
    25 Mart 2020
  • Ücret Yatırma Son Tarih:
    08 Nisan 2020
  • Sempozyum Tarihleri:
    20-21 Nisan 2020

Sempozyum Çağrı Metni:


2. Dünya Savaşı sonrası tüm dünyada en yoğun siyasi tartışmalar ve çatışmalar etnik kimlik, etno-kültürel çoğulculuk ve etno-kültürel veya etno-dini hak talepleri etrafında gerçekleşmiştir. Özellikle 1980’li ve 1990’lı yıllarda bahsi geçen tartışmalar ve çatışmalar silahlı mücadelelere, iç savaşlara, terörizme ve mülteci sorununa evrilmiştir. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrası varlığını hızla artarak hissettiren kimlik temelli tartışmalar ve çatışmalar, sadece etnisite ve din temelli kimlik sorunlarıyla sınırlı değildir. 1960’lı ve 1970’li yıllarla birlikte merkezine ırk ve toplumsal cinsiyet temelli kimliği de koyan “yeni toplumsal hareketler” ortaya çıkmıştır. Bu hareketler özellikle geleneksel sol siyasetin ekonomik-indirgemeci ve işçi sınıfı merkezli bakış açısını eleştirmiş; adaletin kimlik, kültür ve yaşam tarzı farklılıklarının oluşturduğu nevi şahsına münhasır sorunların, çatışmaların ve ayrımcılıkların indirgemeci tutumu reddeden çözümleri olmadan sağlanamayacağını savunmuşlardır. Bu arada geleneksel ulus-devletler, özellikle küreselleşme ve onun hızlandırdığı kültürel homojenleşme karşısında, ulus-yaratma ve buna uygun disipliner-cinsiyet politikalarını sürdürmüşlerdir. Bahsi geçen politikalar popülist sağın tüm dünyada yükselişiyle birlikte kimlik temelli ayrımcılıkların katmerlenmesine yol açmıştır. Dahası, küreselleşme uluslararası göç dalgalarının, kimlik temelli çatışmalar da mülteci hareketliliğinin artmasına yol açmış; göçmen ve mülteci kimlikleri etrafında yoğunlaşan adalet tartışmalarını siyasi çatışmalara dönüştürmüştür. Adalet talebi ve siyasi çatışma arasındaki karşıtlık, bizleri, birbirimizi daha iyi anlamamıza olanak sağlayacak, tartışma ve çatışma ortamını diyalog ortamına dönüştürecek platformların yaratılmasına zorlamaktadır. Bu nedenle, 2020 yılında gerçekleştireceğimiz ilk sempozyumu, öncekilerden farklı olarak, tema odaklı yapmaya karar verdik. Toplum ve Siyaset Felsefesi Derneği ve Gaziantep Üniversitesi Felsefe Bölümü işbirliğiyle 20-21 Nisan 2020 tarihlerinde gerçekleştirilecek sempozyumun üst başlığı “KİMLİK” olacak.

Tüketici olmamakla birlikte, aşağıda belirtilen alt başlıklarla birlikte, şu sorulara cevap aranmaktadır:

Sorular:

  • Kimlik nedir?
  • Etnik ve Kültürel aidiyet ile Kimlik arasında bir ilişki var mıdır?
  • İnsan Hakları ve Kimlik Politikaları birbirlerini tamamlar mı yoksa dışlar mı?
  • Kimlik temelli ayrımcılığın önüne geçmek için ne yapılmalıdır?
  • Belirli kimliklerin korunması adına kültürel hak taleplerinin karşılanması elzem midir; yoksa adil bir dünya ancak tikel bağlılıkların geride bırakılmasıyla mı mümkün olacaktır?
  • Modern devletler kimlik ve kimliğe dayalı kültür konularında tarafsız olabilirler mi?
  • Kimlik farklılıklarını gözeten kültürel haklar ile sosyal devlet harcamaları için olmazsa olmaz nitelikteki ulusal birliktelik hissi çatışır mı?
  • Kültür politikaları ile ekonomi politikaları, kimlik mücadelesi ile geleneksel sol arasında herhangi bir bağ kurulabilir mi?
  • Küreselleşme karşısında ulusal kültürleri koruma çabasının kimlik oluşumuna etkisi/katkısı var mıdır? Pozitif ayrımcılık eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelir mi?
  • Milliyetçi politikalar kategorik olarak yadsınmalı mıdır?
  • Devletlerin göçmen ve mülteci politikalarını değerlendirmek adına başvurabileceğimiz evrensel değerler var mıdır?
  • Ayrımcılık karşıtlığı ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını meşrulaştırır mı?
  • Nefret suçu nasıl bir suçtur, bu suçla mücadele etmenin yolları nelerdir?
  • Cinsiyetçilik ve Şiddet arasında bir ilişki var mıdır?
  • Cinsiyet eşitliği nasıl sağlanmalıdır?
  • Feminist söylem ile Kuir söylem arasında nasıl bir bağ vardır; bunlar birbirinin tamamlayıcısı mıdır?

Alt Başlıklar:
İnsan Hakları ve Kimlik Politikaları,
Farklılık/Farklılık Politikaları,
Aidiyet, Benlik/Özne(leşme),
Başkalık/Ötekilik,
Kültür ve Kimlik,
Etnisite/Ulus ve Kimlik,
Postkolonyal Teori,
(Toplumsal) Cinsiyet ve Kimlik,
Göç ve Kimlik,
Tanınma/Tanınma Kuramları,
Kimlik ve Tahakküm/ Özgürleşme,
Çokkültürcülük,
Komünitarizm,
Liberalizm-Komünitarizm Tartışması,
Bireysel Kimlik/Toplumsal Kimlik,
Mekân ve Kimlik.

Kaynak ve detaylı bilgi: http://ttsfd.org/sempozyum/index.html